prounodasi.wordpress.com
“Minör” Sanat “Majör” Olduğunda | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/04/11/minor-sanat-major-oldugunda
8220;Minör” Sanat “Majör” Olduğunda. On Nisan 11, 2011. Ulus Baker’in Körotonomedya’da yayımlanmış Duygular Sosyolojisine Doğru. Yazısını okuyorum. Bilginin değil, kanaatlerin egemenliğine girmiş bir dünyada Baker, aslında sosyal bilimlerin geçerlilik olanağını sorguluyor. Marx’ın. Bir halkın, bir çağın ya da bir uygarlığın ne olduğunu anlamak için ona kendisi hakkında ne düşündüğünü sormayız. Çağdaş Sanat ve Kanaat Bildirimi. Bu ise bizi Ulus Baker’in uyarısına geri getiriyor:. Kimlik politikaları , ara...
prounodasi.wordpress.com
Klişe Çizmek | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/03/23/klise-cizmek
On Mart 23, 2011. Bir zamanlar edebiyat alanında bunun örneklerini kışkırtıcı metinlerle ele almaya çalışmıştım. Polemik-Öyküler başlıklı, bir kısmı Bir Bilet Gidiş Dönüş ve Kitap-lık gibi dergilerde yayımlanmış öykülerle klişenin olanak ve olanaksızlıklarını, -kolaj metinlerle, görsel müdahalelerle, mizanpaj hatalarıyla-. Hiçbir şeyden çekmedi Süleyman Efendi ömrü hayatında nasırından çektiği kadar. İkinci Sergi Üzerine Sanatçı Konuşmaları. Anneannesi Hermine Hanım’ın 1920’li yıllardan kalma , Sanatçı, ...
prounodasi.wordpress.com
Görünmeyen, Ama Düşünülebilen | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/04/13/gorunmeyen-ama-dusunulebilen
Görünmeyen, Ama Düşünülebilen. On Nisan 13, 2011. Ellerinde kayıt cihazları, not defterleri, güzide bir kalabalık küratör eşliğinde sergiyi gezerken bundan epey farklı bir deneyim yaşadığımı söyleyebilirim. Öte yandan son zamanlarda gazetecilik ve gazetede sanat eleştirisinin olanağı üzerine bol bol düşünen biri olarak bu gezi bana iyi bile geldi. Ancak, yine de, bir kez daha böyle bir şeye katılıp katılmayacağıma emin değilim. En azından izleyen olarak. Bunun dışı ya da ötesi kurulabilir mi? Arter’in ye...
prounodasi.wordpress.com
Çağdaş Sanatı Gazeteciliğe Tahvil Etmek | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/03/30/cagdas-sanati-gazetecilige-tahvil-etmek
Çağdaş Sanatı Gazeteciliğe Tahvil Etmek. On Mart 30, 2011. Üniversitelerin edebiyat bölümlerinde bir köşeye sıkışmış, kurumsal olarak tasfiye olmanın eşiğinde duran sanat tarihinin yerine bugün gazetecilik konuşuyor. Belirlemeler yapıyor, manüpile ediyor ya da görmezden geliyor. Eleştirinin kalbi olan süreli yayınların bugünkü durumu ne? Peki, gazete kültür ve sanata nasıl bakar? Çağdaş sanatçı, ilişkilerindeki çarpıklığı daha okul sıralarında ilk elden fark ettiği, modernist ideolojinin yaratısı olan se...
prounodasi.wordpress.com
Görecek Bir Şey Yok, Ancak Görülebilirsin! | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/04/01/gorecek-bir-sey-yok-ancak-gorulebilirsin
Görecek Bir Şey Yok, Ancak Görülebilirsin! On Nisan 1, 2011. Çağdaş sanatı anlamanın ve ondan uzak durmanın paydaları var. Anlamak için öncelikle soluk alıp vermesine izin vermek gerekiyor. Yanını yöresini dolanıp sesine kulak kabartmak Uzak durmak içinse ne yapsa oyun , gösteri , soytarılık olarak ilan ediliyor zaten. Bu çemberin dışına çıkabilmek adına, bir an için, mekânının, yapımcının, hatta sanatçısının dışında sergi neler söylüyor; ona odaklanmaya çalışalım. Sergiden önce filmi izlememiştim; ama B...
prounodasi.wordpress.com
50×65, 100×140, 200×300 Resimler | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/04/08/50x65-100x140-200x300-resimler
50×65, 100×140, 200×300 Resimler. On Nisan 8, 2011. Çağdaş/ güncel sanatı anlamadığını söyleyenler var. Hayatında kendine söylenenden başka hiçbir şeyi yapmadığı halde. Bunu ben de yaparım. Sanatçının İkizi Olarak Piyasası. Çağın yerleşmiş değerlerini tekrar ve tekrar üretirken sanat adına yapıp ettiği ne? Her çağın, sistemle barışık aktörler olarak sanatçıları vardı, denecek. Ama biz onları sanatçı yapan şeyin kendi piyasalarıyla barışık olmaları değil, onu kıracak denli güçlü sanat görüşlerine sahi...
prounodasi.wordpress.com
Evrim Altuğ’u Seviyorum | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/04/16/evrim-altug’u-seviyorum
On Nisan 16, 2011. Sanat tarihini sevmiyorum,. Diyerek başlıyor. Depo Kültür Merkezi’nde. Kritik Sanat: Sanat Kritiği. Konuşmasında göz teması kurmadan konuşuyor Evrim Altuğ. Haber yapan olarak haberinin yapılmasından çekiniyor sanki. Ürkek, sıkılgan, kendinden emin, ama sanat ortamında uzun zaman geçirmiş olmasından kaynaklanıyor olsa gerek, sakınaklı; ölçerek konuşuyor. Muhabirlik ve Sanat Eleştirisi. Bir arz talep meselesi,. Sizden bir yazı istiyorlar, siz de yazıyorsunuz. Bir nevi taksicilik gibi.
prounodasi.wordpress.com
İmge ve Pornografi | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/04/06/imge-ve-pornografi
On Nisan 6, 2011. Çıplak bir bedene bakar gibi bakmaya zorlar günümüzün kitle iletişim araçları tarafından kendini dayatan imgeler. Güçlerini bir şeyi dışa vuruyormuş izlenimi bırakmaktan alan ve gözün saflığını değil, bakışın ezberini çağıran bu imgeler, kendilerine yöneltilen bakışı kayıtsız şartsız tatmin etmek üzere örgütlenmişlerdir. Dayanılmaz bir artı ürün olarak tüketilen ve bakışları doyuran imgenin kendi daha baştan pornografiktir. Jean Baudrillard’ın 1996 yılında yayımladığı Sanatın Komplosu.
prounodasi.wordpress.com
Atölyeden Çıkmadan: Selma Gürbüz | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/03/28/hello-world
Atölyeden Çıkmadan: Selma Gürbüz. On Mart 28, 2011. Kumbaracı’dan yukarı tırmanıyorum. Bir ucu Tophane’nin içlerine diğer ucu İstiklal’in göbeğine çıkan, melez, ama eski, güzel bir yokuş Kumbaracı. Benimle birlikte çocuğun biri tırmanıyor sokağı elinde öte beri, uflaya puflaya. Onu görünce ben de zorlanıyormuş gibi yapıyorum. Şaşkın bakıyor bana. Yitirilmiş Form Duygusu nu Yaşatmak. Bir birim var oradan yola çıkıyorum. Hikâyeleri Tarafından Kuşatılmış Sanatçı. Kendinin Gölgeleri) adlı bu sergi üzerine ko...
prounodasi.wordpress.com
Ankara’yı Unutmak | Proun Odası
https://prounodasi.wordpress.com/2011/04/22/ankara’yi-unutmak
On Nisan 22, 2011. Bu yazıya başlık atarken uzun uzun düşünmedim değil. Haksızlık mı ediyorum; incitici mi olacağım; çarpık mı görüyorum, bir de üstüne üstlük genelleştiriyor muyum acaba bu çarpık görüşü, diye. Bu adın bu yazıya neden konduğunu, nasıl bir anlam taşıdığını ve hangi sebeplerle kaçınılmaz olduğunu yazının sonunda gereçekçelendirebilirim umarım. Yine de benim açımdan sebatlı okurun daha baştan şunu bilmesi önemli:. Nasıl oluyordu da bir türlü bitmiyordu kendine yabancılığı? Ankara, entelektü...
SOCIAL ENGAGEMENT