dilsizkuyu.blogspot.com
Bir Kuyuya Bağırıyorum: Bağlanma Kuramı
http://dilsizkuyu.blogspot.com/2015/08/baglanma-kuram.html
8 Ağustos 2015 Cumartesi. İşte keşke bir yaş düzeyinde böyle olup, sonra normal normal ilişki geliştirebilse bu çocuklar. Ama öyle olmuyor. Nasıl oluyor peki? Anne ile ilişki kurma biçimi gelecekteki ilişki kurma biçimini de gösteriyor. Yetişkinler şu şekilde ilişki kuruyor:. 2 Kayıtsız bağlanma : Kendilerine bakışları pozitif, ilişkide oldukları kişiye bakışları negatif.Yakın ilişki geliştirmiyorlar. (geliştiremiyorlar? Başkalarına duydukları gereksinimi reddediyorlar. Neden böyle oluyorlar, oluyoruz?
dilsizkuyu.blogspot.com
Bir Kuyuya Bağırıyorum: VILFREDO PARETO
http://dilsizkuyu.blogspot.com/2014/01/vilfredo-pareto.html
20 Ocak 2014 Pazartesi. Bu adamın elit teorisine bayılıyorum. Şu sınavlar geçsin, yazarım buraya da. Çok karamsar ama çok gerçekçi, böyle dan dan vuruyor insanın kafasına. Ha bir de Gramsci'yi çok seviyorum ben. Onu da yazarım. Bu arada sosyolojiye bakış açım çok bilimsel : seviyorum-bayılıyorum-sevmiyorum :). Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom). Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı. İnsan sevdiğine yarasını verir mi? İnsan İçin Küçük Bir Şiir. Ölüm ve Aşırı Ölüm ya da İşid’e Dair. Back To The Şükran.
dilsizkuyu.blogspot.com
Bir Kuyuya Bağırıyorum: Acı
http://dilsizkuyu.blogspot.com/2014/02/ac.html
12 Şubat 2014 Çarşamba. Hayatta kimsenin görmek istemediği kadar çok acı vardır. Siz yalnızca seçtiklerinizi fark edersiniz" demiş Şairin Romanında Murathan Mungan. Bu söze önce evet,sonra da üç tane maalesef denir. (Bilenler bilir, genelde Murathan Mungan'ın sözünün üstüne denecek bir şey olmaz). Maalesef çok fazla acı var. Maalesef bir kısmını fark ediyoruz. Seç(e)meyenler "çok fazla acı var dayanamıyorum" diyerek intihar ediyor. Dicle Koğacıoğlu. Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom). Back To The Şükran.
dilsizkuyu.blogspot.com
Bir Kuyuya Bağırıyorum: Okuyorum
http://dilsizkuyu.blogspot.com/2014/10/okuyorum.html
29 Ekim 2014 Çarşamba. Kelimelere inanıp inanmamak başka bir şey ama onları hep çok sevdim. Okumayı öğrendikten sonra da hep okudum. Annemin karşısına geçip diretmem kelimelere inanmamla oldu ilk. 7-8 yaşlarında ayda yaşayan küçük yeşil canlıların gerçekten var olduğuna emindim. Kitapta öyle okumuştum çünkü. Çatır çatır tartıştım annemle. Bilim-kurgu denen bir türün varlığından habersizdim. Sırf ince diye bir kitabın basit olması gerekmediğini Boyalı Kuş'la öğrendim. Dokuz yaşındaydım. Üniversitede yeni ...
dilsizkuyu.blogspot.com
Bir Kuyuya Bağırıyorum: İnsan
http://dilsizkuyu.blogspot.com/2014/07/insan.html
23 Temmuz 2014 Çarşamba. Oturduğum mahallede bir adam yaşıyor. 60'lı yaşlarda, ya da daha fazla. Ufacık bir adam, zor yürüyor. Beli bükülmüş, kamburu çıkmış. Pantalonunu bir iple tutturuyor. Üzerinde yaz kış aynı ceket. Kimi kimsesi var mı bilmiyorum. Yüzünde sürekli bir gülümseme. Marketten bozuk paralarını denkleştirip ciğer, sosis alırken de gördüm onu. Bugün çöpleri karıştırıyordu. Sandım ki, kendisi için. Bir adam sordu ne yaptığını. Dedi ki; "ekmek bakıyorum kuşlar için". Bütün Ortadoğu kan gölü...
dilsizkuyu.blogspot.com
Bir Kuyuya Bağırıyorum: Güz Dönem Sonu
http://dilsizkuyu.blogspot.com/2014/01/guz-donem-sonu.html
26 Ocak 2014 Pazar. Ben pek çok şey biliyorum aslında felsefeden. Etikle ilgili en az 10 dakika konuşabilirim mesela. Metaetikte hangi soruları sorduklarını, nelere kafa patlattıklarını açıklayabilirim. Siyaset felsefesinin siyaset biliminden farkını, bilim felsefesinde yanlışlanabilirlik ölçütünü anlatabilirim. Ne bileyim şimdi aklma gelmeyen daha pek çok alanında konuşabilirim. Antropolojiyi çok sevdim. Çok değerli, ufkumu genişleten bilgiler öğrendim. Hatta dilbilim okuyabilirim. 26 Ocak 2014 18:28.
dilsizkuyu.blogspot.com
Bir Kuyuya Bağırıyorum: Öyle işte
http://dilsizkuyu.blogspot.com/2014/03/oyle-iste.html
2 Mart 2014 Pazar. Belli bir insana belli bir konuyu anlatmaktan bahsetmiyorum. Bildiğin konuşamıyorum. Kendimi ifade edemiyorum. Soyut sanatlar böyle mi ortaya çıkmıştır ki? Picasso gibi resimler yapasım var. Ya da şöyle bir şey yapıp "bu eserimde insanın evrendeki yalnızlığını." yok ya ne anlatıcam. Sadece böyle şeyler yapasım var. 3 Mart 2014 01:22. Çoğunluğumuz aynı durumdayız desene.:). 3 Mart 2014 19:20. Hımm bir haller oldu :). 7 Mayıs 2014 00:49. 10 Mayıs 2014 23:44. Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom).
dilsizkuyu.blogspot.com
Bir Kuyuya Bağırıyorum: Şiddet
http://dilsizkuyu.blogspot.com/2014/02/siddet.html
17 Şubat 2014 Pazartesi. Sabah haberlerinde gördüm. Karı-koca sokakta tartışıyor. Adamın elinde bıçak. Görenler polisi arıyor. Ama polis gelene kadar geç olacak belli. Oradakiler adama saldırıyor. Linç etmek istiyor. Polis geliyor da, adamı halkın elinden alıyor. Gelmeseydi de polis, öldürselerdi diyorum bir yandan. Çünkü o koca karısını öldürseydi, çok az bir cezayla kurtulacaktı. Öldür(e)meden polis tutuklasa, kısa bir sürede çıkıp ilk fırsatta öldürecekti. O kadar çok örneği var ki. Okuyunca da görece...
dilsizkuyu.blogspot.com
Bir Kuyuya Bağırıyorum: Kendime Not
http://dilsizkuyu.blogspot.com/2014/09/kendime-not.html
22 Eylül 2014 Pazartesi. Yaz kızım şuraya ara sıra. Yaz geçer yine gelir. Yaz geçer iyi gelir kelimeler ". Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom). Okuyunca da göreceksiniz ki, tutarsız, dengesiz, olması gereken (beklenen) olgunlukta olmayan bir "ben"in yazdıkları var burada. Okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz, okursanız da kazanmazsınız. Bir kuyuya bağırırken kuyunun dışına taşan kelimeler bunlar. Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı. İnsan sevdiğine yarasını verir mi? İnsan İçin Küçük Bir Şiir. Back To The Şükran.
SOCIAL ENGAGEMENT